ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Ripple davasında acil müdahale amacıyla sunulan belgeler karşısında itirazını resmi olarak duyurdu. Finansal analist Justin W. Keener’ın, Ripple lehine kesin kanıtlar içerdiğini savunduğu evrakların mahkemeye sunulma girişimi, hukuki zemine oturmadığı gerekçesiyle red edildi.
Yetki ve Hukuki Dayanak Tartışması
Komisyon, Keener’ın 3 Nisan 2025 tarihinde mahkemeye sunduğu acil müdahale talebine ilişkin ayrıntılı bir açıklama getirdi. SEC, ilgili davanın İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’ne devredilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin bu tür müdahalelere yetkili olmadığını belirtti. Geçmişte benzer durumlarda uygulanan hukuki prensiplere atıfta bulunarak, prosedürün dışına çıkıldığına dikkat çekti.
Ayrıca, SEC, üçüncü partilerce hazırlanan belgelerin hakimin izni olmadan değerlendirilemeyeceğini açıkça ifade etti. Bu yaklaşımıyla, müdahale girişiminin hem usul hem de yetki açısından zayıf olduğunu savundu. SEC’nin bu tutumunu şu ifadelerle özetleyebiliriz:
“Belgelerin, taraflar arasında doğrudan sunulması ve tartışılması esasına bağlı kalınması gerekmektedir. Hakimin izni olmaksızın yapılan müdahaleler, yasal sürecin bütünlüğünü zedeler.”
Ripple’ın Yeni Hamleleri ve Gelişmeler
Dava sürecinde gelişen bu durum, aynı zamanda Ripple’ın stratejik politikasında da önemli bir değişimin habercisi oldu. Şirket yöneticileri, resmi yargı sürecinde müdahalelere yer verilmemesi gerektiğini savunurken, kendi savunma stratejilerini özenle sürdürme kararı aldı.
Ripple cephesinden ise önemli bir açıklama geldi. Şirket CEO’su Brad Garlinghouse, XRP ile ilgili yasal sürecin tamamlandığını duyurdu. Bu beyan, piyasada olumlu hava estirilmesine neden oldu ve Ripple’ın operasyonel özgürlüğünü artıracağı değerlendirildi.
Ayrıca, Ripple’ın global ölçekte büyüme hedefleri doğrultusunda yeni bir iş ortaklığı anlaşması imzalandı. 1.25 milyar dolarlık bu stratejik hamle, şirketin uluslararası arenada daha aktif rol alacağını göstermektedir.
Gündeme yansıyan bu gelişmeler, Ripple’ın düzenleyici baskılar altındaki sürecinde hem yasal hem de ticari anlamda yeni fırsatların doğmasına zemin hazırlamaktadır. Her iki tarafın da kendine özgü argümanları ve stratejileri bulunurken, kripto piyasasında yaşanan bu değişimler sektör dinamiklerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.