Kripto para piyasasında yatırımcıların gündeminde yer alan Ripple ve SEC arasındaki hukuk mücadelesi, XRP’ye yönelik ETF süreçlerine dair belirsizlikleri artırıyor. Piyasanın bu bölgesinde süregelen tartışmalar, düzenleyici adımların ve görüş ayrılıklarının etkilerini gözler önüne seriyor.
Hukuki Sürecin Yansımaları
Ripple davasının temelinde, XRP satışlarının menkul kıymet niteliği bulunup bulunmadığı konusu yer alıyor. Düzenleyici kurumlar, Ripple’ın borsalardaki işlemlerini kayıtsız menkul kıymet olarak değerlendirmeye çalışırken, daha önce alınan bazı kararlar XRP’nin menkul kıymet olmadığı yönünde sinyaller veriyordu.
“Ripple davası, XRP’nin ETF onay sürecine doğrudan etki etmiyor; düzenleyici kurumlar ayrı incelemeler yürütüyor.” – Jeremy Hogan
Kurumsal Hamleler ve Piyasa Dinamikleri
Kurumsal yatırımcıların harekete geçmesi, ETF onay sürecine dair beklentileri canlı tutuyor. Nasdaq gibi büyük kuruluşların resmi belgelerle desteklediği başvurular, piyasada olumlu sinyaller yaratırken, bu sürecin hız kazanmasına zemin hazırlıyor.
SEC’nin Ripple’ın XRP satışlarını değerlendirme biçimi, menkul kıymet tartışmalarını yeniden alevlendiriyor. Bu durum, hukuki prosedürlerin karmaşıklığını da açıkça ortaya koyuyor.
Analistler, düzenleyici süreçlerin zorlu ve zaman alıcı yapısına dikkat çekiyor. Kurumların başvurularını sürdüren piyasa oyuncuları, gelişmeleri yakından takip ediyor.
Bloomberg analistlerinin değerlendirmelerine göre, XRP için ETF onay ihtimali 2025 yılına doğru artış gösterebilir.
“2025, XRP ETF onayı açısından umut vaat eden bir dönem olarak öne çıkıyor; analizler, onayın gerçekleşme olasılığını %65 civarında tahmin ediyor.” – Bloomberg Analistleri
Bununla birlikte, yavaş ilerleyen düzenleyici adımlar ve sürecin titiz doğası, yatırımcıların stratejilerini belirlerken dikkatle değerlendirilmesi gereken unsurlar arasında yer alıyor.