Para ekonomisinin yaşlılık devrini geçirdiği şu günlerde eğitim sistemi ve özellikle kitle medyası yani eski-klasik medya öyle bir hal aldı ki bunların öğrettiği yanlışları ayıklamazsanız hayatta kalamazsınız.
Benim de ömrü hayatım bu doğru bilinen yanlışları düzeltmekle geçiyor. En büyük yanlışlar ise ekonomi ve para alanında öğretiliyor. İşte bu sistemlerle beyni yıkandığı için insanların düşünmeden papağan gibi tekrarladığı en büyük yanlışlardan bir tanesi: “Para güce özellikle de askeri güce dayanır” görüşü. Tam bir safsata!
Bu görüşe inananlara göre en büyük ordusu en kuvvetli askeri gücü olan yapı neyin para olacağına da karar verir.
Sosyal bilimlerin laboratuvarı tarihtir. Ekonomi de birçoklarının iddia ettiği gibi bir matematik veya mühendislik bilimi değil tam bir sosyal bilimdir. Öyle ise, ordusu olanın parayı belirleyeceği görüşünün doğru olduğunu tarihin bize kanıtlaması gerekirdi. Oysa tarihe baktığımızda bu görüşün tam tersinin defalarca yaşandığını görüyoruz.
Yani devletler askeri güçlerinin zirvesinde iken ortaya atılıp ‘Ben ne istersem o para olur’ demezler. Aksine piyasa neyi kabul ediyorsa o parayı tasdik eder ve kontrol ederler. Büyük çoğunlukla piyasa, üretimi sınırlı olan varlıkları para olarak kabul eder. Çünkü bu tip varlıklar enflasyon ile zaman içerisinde erimez. Genelde piyasanın kabul ettiği sınırlı varlıklar altın ve gümüştür. Devletin piyasanın kabul ettiği varlıkları değil de kendi dayattığı nesneleri para haline getirmeye çalışması ise ordunun zayıflamaya başladığı dönemde olur.
Zaten parayı askeri güç ve merkezi devlet belirler görüşü doğru olsaydı; ekonomiyi de aynı güçlerin belirlemesi gerekirdi. Oysa askeri güç ne kadar çok ekonomiyi belirlemeye kalkarsa, ekonominin o kadar çok verimsizleştiği ve zayıfladığı ortadadır. Bunun da basit bir nedeni vardır. Çünkü ekonomi ve para bir merkezi gücün tam olarak idare edemeyeceği kadar aşırı karmaşık (kompleks) sistemlerdir.
Gelin tarihi örnekleri de inceleyelim..
Roma Para Birimi Dinarus
Yandaki şekil Roma İmparatorluğu tarihi boyunca Roma para birimi dinarus içerisindeki gümüş oranını gösteriyor. İmparatorluğun en kuvvetli olduğu ilk devirlerde gümüş oranı %100. Zaman geçtikçe imparatorluk zayıflıyor. Çöküşe doğru yaklaştıkça paranın içindeki gümüş oranı giderek azalıyor. Yani en kuvvetli askeri gücün olduğu ilk zamanlarda devletin aklına altın ya da gümüş dışında piyasanın kabul etmediği bir varlığı para olarak dayatmak gelmiyor. Oysa son dönemde ordu zayıfladıkça, ağır askeri yenilgiler arka arkaya gelirken altın ve gümüş dışında örneğin bakır paralar basılıp sürekli piyasaya sürülüyor. Fazla para basıldığı için ve üretim düştüğü için Roma İmparatorluğu hiper enflasyona sürükleniyor. Askeri gücü olan parayı belirler görüşü doğru olsaydı bu grafiğin çizdiği erinin tam tersine olması gerekirdi. Yani İmparatorluğun güçlü olduğu devirde devletin bol bol çok daha az maliyetli bakır para basması gerekirdi.
Parası Olan Orduyu Kurar
Ordusu olan parayı belirlemez aksine parası olan orduyu belirler. İyi paranız yani iyi ekonominiz yoksa iyi ordunuz da olmaz.
Tarihte MÖ. 600’lü yıllarda Para Lidya’da yani bugünkü Batı Anadolu topraklarında, Manisa civarında icat edildi. Parayı talep eden tüccarlar değildi. Tüccarlar o zamana kadar zaten binlerce yıldır alım satımlarda altın ve gümüş kullanıyordu. Ancak onlar altın ve gümüşü tartarak ölçüyordu. Devlet para üreterek işte bu piyasanın zaten kabul ettiği varlıkları sadece tasdik ve kontrol etti. Yani onları standart bir biçime soktu ve değişmeyen ağırlık birimlerine göre bastı. Bu değişimin yapılmasını ise askerler talep etmişti.
Altın ve Gümüş Kullanımı
Örneklerimizi sayısız şekilde çoğaltabiliriz. Hepimizin bildiği Osmanlı tarihinde kuruluş ve yükseliş devirlerinde altın ve özellikle gümüş para yani akçe ya da akça kullanılmıştır. Osmanlı’nın en büyük en ihtişamlı hükümdarları Fatih, Yavuz ya da Kanuni yüksek oranda altın ve gümüş içeren para kullanmıştır. Oysa zirve görüldükten sonra yani Kanuni 1566’da vefat ettikten sonra devlet tarihinin en büyük devalüasyonunu 1584’te gerçekleştirmiş ve paranın içindeki gümüş oranını bir günde %44 oranında düşürmüştür. Tabii bu ‘tağşiş’ yani ayar değişikliğinin ardından ne olmuştur: Elbette Yeniçeri isyanları. Aslında bunu hepimiz biliriz ama propaganda bildiklerimizi de günlük hayatta bize unutturuyor.
Yandaki görselde Osmanlı İmparatorluğu’nun bastığı paralarda dönemlere göre kullanılan gümüş miktarlarını görebilirsiniz. Tıpkı Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi devlet ve ordu güçsüzleştikçe para da altın ve gümüşten uzaklaşmıştır. Çin tarihini, Hollanda tarihini veya İngiltere tarihini araştırın benzer sonuçlarla karşılaşacaksınız.
Öyleyse askeri gücün parayı belirlediği şeklinde bu tuhaf görüş tüm dünyaya nereden yayılıyor? Tabi ki günümüz dünyasının İmparatorluğu Amerika Birleşik Devletleri‘nden. Amerikan üniversiteleri, Amerikan medyası hatta Amerikan popüler kültürü bu görüşü hepimize pompalıyor. Neden? Çünkü ABD de tıpkı Roma ve Osmanlı İmparatorluklarının gittiği yoldan ilerliyor. Gücü azaldıkça parasının sınırlılık özelliğini ortadan kaldırıyor. 1913’e kadar ABD parası dolar %100 altın karşılığı basılıyordu. Fed’in o tarihte kurulması ile bu oran %40’a düşürüldü. 1944’te oran 1971’de ise altın bağı tamamen koparıldı. İşte ABD aslında çöpe dönen sınırsız basılan doları dünyaya kabul ettirebilmek için yaptığı bir sürü katakullinin yanında bu ‘ordu parayı belirler’ görüşünü de propaganda araçlarıyla hepimize dayatıyor.
Bitcoin’in Para Olması İçin Orduya İhtiyacı Yoktur
Ordu parayı belirlemez. Paranın para olması için orduya ihtiyacı yoktur. Altının arkasındaki orduyu bana gösterebilir misiniz? Bitcoin’in de orduya ihtiyacı yoktur. Gerçek, sınırlı üretilen, sağlam paranın tek ihtiyacı olan piyasanın onu kabul etmesidir. Bitcoin 12 yıllık tarihinde onca karmaşık olaya rağmen bu testi çoktan geçmiştir. Aksine ordunun paraya ihtiyacı vardır. Napolyon boşuna “Para, para, para” dememiştir.
Bazen en güzel açıklamayı bir atasözü ya da bir değiş yapar. İşte buna en güzel örnek olan ekonomi dünyasında ki ünlü deyişlerden biri:
“Altını olan kuralı koyar”