DeFi, işletmeleri merkezi finans kurumlarından uzaklaştırarak ve geleneksek aracıları etkisiz hale getirerek dikkatleri üzerine çekti. DeFi, dünya çapında milyarlarca dolarlık varlığı elinde bulunduran kurumsal yatırımcıların sektöre dahil olmasıyla adeta patlama yaşadı.
FSA’nın, DeFi Sektörü İle İlgili Raporu
DeFi sektörünün patlama yapmasıyla denetleyici kurumlar, düzenleme çerçeveleri hazırlama telaşına girdi. Sektörün gidişatını yakalamakta zorlanan denetleyiciler, düzenleme çalışmalarına hız kazandırdı. Japonya Finansal Hizmetler Ajansı (FSA), FinTech hakkındaki son raporunda DeFi’nin mevcut düzenlemeleri ile ilgili endişelerini gündeme getirdi. Japonya’nın kripto endüstrisi, neredeyse 3.5 milyon vatandaşın dijital varlık alım satımı yapmasıyla en başından beri patlama yaşıyor. Ülkenin sanal mevduatları da bu yıl mart ayından rekor bir seviyeye ulaştı ve bir önceki yıla göre 7 kat artarak 1.41 trilyon yen’e yükseldi.
Bu meteorik yükselişler ülkedeki kripto girişimlerinin gelişmesini sağladı. Japonya’nın önde gelen şirketleri, Bitcoin ve diğer kripto para birimlerini ödeme yöntemi olarak kabul etmeye başladı. Bununla birlikte Amerika merkezli Coinbase, bölgenin bu alanda artan önemi ile geçtiğimiz ay Japonya pazarına giriş yaptı. Böylesine bir ortam ancak Japonya’nın erken düzenleyici hamleleriyle var olabilirdi. Japonya, Ödeme Hizmetler Yasası (PSA) kapsamında kripto varlıkları yasal mülkiyet olarak tanıyor.
Borsalara belirtilen normlara uyum sağlayıp kayıt olmaları halinde yasal statü kazandırılıyor. Ancak son dönemde Binance ve Bybit borsalarına, kayıt dışı oldukları gerekçesiyle yaptırımlar uygulandı.
Japonya’nın Kripto Para Sektörüne Bakış Açısı
Japonya’nın teknoloji merkezlerinden biri olması kripto düzenlemeleri açısında ilk hamle yapanlar arasında yer almasını sağladı. Mayıs ayının başlarında Japonya Merkez Bankası, DeFi ve yönetimini ele alan başka bir rapor yayınlamıştı. Birden fazla aşamaya sahip olan raporda, DeFi’nin ülke genelinde benimsenmesinde hızlı bir artış olabileceği sonucuna varılmıştı. Buna göre finansal ürün ve hizmetlere erişimi geliştirirken yeni finansal hizmetlerin yaratılması yoluyla yeni neslin ihtiyaçlarının karşılanması amaçlandı.