Ethereum’un Proof-of-Stake (PoS) mekanizmasına geçişinden bu yana, likit staking protokolleri önem kazanmıştır. Lido Finance gibi projelerin değeri hızla artmış ve 14,59 milyar dolarlık kilitli toplam değer ile en büyük DeFi protokolü olmuştur. Bu durum, Ethereum’un arz dinamiklerinde değişikliklere neden olmuş ve DeFi sektörlerinde talep kaymaları meydana gelmiştir.
Geleneksel yöntemde, minimum stake miktarı 32 ETH olarak belirlenmiştir. Bu durum, birçok kişi için maliyetli olmuştur. Bu yüzden, yatırımcılar likit stake havuzlarına katılmış ve ETH’lerini düğüm operatörlerine devretmiştir. Devreden kişi, karşılığında likit staking token’ları (LST) alır.
Bu tokenlar, kullanıcıların staking’e katılmasını sağlarken, aynı zamanda onlara DeFi’de başka yerlerde kullanma hakkı da verir. Glassnode tarafından hazırlanan bir rapora göre, Lido, piyasanın baskın oyuncusu olmuştur. Bu durum, Lido’nun stake edilen ETH’ye tahakkuk eden tüm ödüllerin %32’sini aldığı ve yeni ETH’lerin %32’sinin Lido aracılığıyla dolaşıma girdiği anlamına gelir.
Lido’nun Ethereum’un planlanan emisyon dinamiğini değiştirdiği düşünülmektedir. Likit stake etme olmasaydı, tek başına stake edenler doğrulayıcı ödüllerinin tamamını alırdı. Fakat Lido, toplam ödüllerin bir kısmını yeniden alarak ETH’nin arz akışını dengelemiştir.
Son olarak, Glassnode’un analizine göre, Lido yeni oluşturulan ETH’de 221 bin dolar alırsa, yaklaşık 105 bin dolar staking havuzunda tekrar kilitlenecek ve net emisyon 116 bin ETH oranında azalacaktır. Bu durum, stETH ve wstETH gibi tokenlara olan talebin artmasına neden olmuştur.