Kripto para analisti Benjamin Cowen, global piyasadaki dalgalanmaların Ethereum fiyatları üzerinde olası baskı oluşturabileceğini ifade ediyor. Analist, hisse senedi piyasalarında son dönemlerde yaşanan zayıflamanın, makroekonomik verilerle birleşince Ethereum’un kısa vadede gerileme yaşayabileceğini vurguluyor.
Piyasalardaki Makro Dinamikler
Cowen, Şubat ve Mart aylarındaki zayıf seyir izlerinin Nisan ayının ilk haftalarına kadar sürebileceğini öne sürüyor. Buna göre, yaklaşan gümrük ve makroekonomik veriler, yatırımcıların beklentilerini alt üst edebilecek nitelikte. Bu durum, Ethereum’un ticaretinde ani düşüşlere neden olabilir.
Analist, piyasaların resmi resesyon ilanından önce bu riskleri fiyatlamaya başladığını belirtiyor. Yatırımcıların, bu önceden yansıyan davranışa karşı temkinli olmaları gerektiğini söylüyor. Bu bağlamda, Ethereum’un da geçmişte görülmüş geri çekilme seviyelerine tekrar ulaşma ihtimali bulunuyor.
“Piyasalar, resmi açıklamalardan çok daha önce resesyon riskini içselleştiriyor; bu da Ethereum’un daha önce test ettiği düşük seviyelere gerilemesine yol açabilir.” – Benjamin Cowen
Teknik Analiz ve Destek Bölgeleri
Teknik veriler ışığında Cowen, Ethereum’un logaritmik trend çizgisine kadar gerileyebileceğini belirtiyor. Bu dönüş noktası, yaklaşık 1.044 dolar seviyesinde gerçekleşme ihtimali taşıyor. Bu düzeyde, ekonomik baskıların daha yoğun hissedileceği öngörülüyor.
Ancak analist, bu gerilemenin ardından güçlü toparlanma sinyalleri de mevcut. Ethereum için 3.000 dolar seviyesinin kritik bir destek noktası olabileceği düşüncesi hakim. Bu durum, piyasaların doğasında bulunan dalgalanmalara rağmen yeni yükselişlerin habercisi olarak değerlendiriliyor.
Hisse senetlerindeki zayıflama verileriyle uyumlu olarak, kripto para yatırımcılarının da strateji belirlemelerinde makroekonomik verilere odaklanmaları önem kazanıyor. Yatırımcılar, teknik analizle birlikte global ekonomik gelişmeleri yakından takip etmeli.
Analistin açıklamaları, Ethereum fiyat hareketlerinin sadece kendi iç dinamiklerine bağlı kalmayıp, küresel finansal gelişmelerden etkilendiğini gösteriyor. Bu ortamda, piyasa duyarlılığının da yatırım kararlarında belirleyici rol oynadığı gözlemleniyor.