The Economist dergisinin özellikle her yıl başında ve önemli olayların ortasında çıkardığı sayılarının kapaklarının güzel ve önemli mesajları içerdiği bir gerçek. Derginin Mart sayısının kapağı da tabii ki koronavirüs salgınını konu almış ve tüm dünyayı kapanan bir dükkana benzetmiş.
“Kapalı!”
Gerçekten tüm dünyada büyük – küçük tüm işletmeler kapatma kararı almaya başladı. Öncelikle Çin’de başlayan ve ekonomiyi alt üst eden bu durum, salgının tüm dünyaya yayılması ile beraber küresel bir hal aldı. Küçük işletmeler zaten işlerin azalması, müşterilerin tedirginlikleri ve kendi sağlıkları için faaliyetlerine devam edemezken, büyük firmalar da çalışanlarının ve yöneticilerinin sağlıklarını korumak için koronavirüs görülen ülkelerden bir bir çekildiklerini ya da belli olmayan bir süre boyunca faaliyetlerini durduklarını ifade ediyor. Dolayısıyla The Economist’in kapağı gerçek oluyor: Dünya kapanıyor.
Ayrıca ilginç bir şekilde The Economist’in 2020 kapağında salgının önceden haber verildiğini düşünenler var. Hatırlayacağınız gibi kapakta 2020 yılının ilk 20’si kırmızı, ikinci 20’si yeşil olarak yer almıştı. Araştırmacı yazar Ertan Özyiğit’in de içinde bulunduğu bir grup bu renklerin, renk körü hastaları tarafından sarı ya da sarıya yakın bir tonda görüldüğünü ifade etmişti. Sarının ise genel görüşte hastalığı simgelediği ifade edilmişti…
Peki, The Economist editörleri koronavirüs salgınını önceden tahmin etmiş olabilir mi? Bana kalırsa bu sadece bir tesadüf, hatta biraz zoraki bir tesadüf. Ancak son zamanlarda “Yok artık, bu da olmaz” dediğimiz çok fazla şeyin gerçekleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu konuda çekimser kalmayı tercih ediyorum.
Bunları bir kenara bırakırsak; dünyanın kapanması ne anlama geliyor?
Dünyanın kapanması en basit anlamıyla; işlerin durması, ekonominin hareket etmemesi, kazanç olmaması sebebiyle çalışanların maaşlarını alamaması, bankaların bile bir süre sonra kepenk indirmesi ve sonunda büyüyen bir ekonomik kriz olarak yorumlanabilir.
Hükümetler bu durumun yaşanmaması için ellerindeki bütün kartları oynuyor. Faizsiz kredi vaatleri, karşılıksız para gönderimleri, vergi indirimleri gibi adımlar son günlerde haberlerin önemli bir gündem maddesini oluşturuyor. Bunların yanında insanlardan olabildiğince evlerinde kalmaları, alışverişlerini bile online olarak yürütmeleri, kargocularla aralarına mesafe koymaları ve mümkünse temassız kartlarla işlemlerini gerçekleştirmeleri isteniyor. Temassız olarak kullanılabilen, bankaların kapanıp faaliyetlerinde aksaklık yaşanması durumunda peer-to-peer yani kişiden kişiye işlem gerçekleştirebilen ve bunların tamamının bu ekonomik kriz döneminde çok düşük ücretlere yapan bir sistem var: Bitcoin ve kripto para sistemi!
Her Krizin İçinde Bir Fırsat Gizli
Dünya şu anda hem ekonomik açıdan hem sağlık açısından çok ciddi bir sınavdan geçiyor. Herkes gibi benim de temennim, bu sınavın olabilecek en başarılı şekilde verilmesi yönünde. Ancak dünya ekonomileri şimdiden başarısız olmaya başladı gibi görünüyor.
Ayrıca merkez bankalarının para basması, faizlerin düşürülmesi ve küresel borcun dünya rezervini çoktan geçmiş olması zaten ciddi sinyaller veriyordu. Yani koronavirüs öncesine bakıldığında bile zaten tüm dünyada kötüye giden bir ekonomi vardı ve salgın belki de zaten kaçınılmaz olan sonu hızlandırdı.
İnsanlar ve özellikler yatırımı olan ve bu yatırımı korumak isteyen kişiler mevcut piyasaya alternatifler aramaya başladı. Bunun sonucunda da altına ve Bitcoin’e karşı ilgide bir artış görüldü. Bu artış doğal olarak fiyatlara da yansıdı. Ancak koronavirüsün patlak vermesi ile herkes, nakit paraya ihtiyacı olabileceğini düşündü ve ellerindeki varlıkları nakde çevirmek istedi. Dolayısıyla her piyasada olduğu gibi kripto para piyasasında da düşüşler yaşandı. Bu durum Bitcoin’in “değer deposu” ve “güvenli liman” özelliğinin bir balon gibi patladığı şeklinde yorumlandı. Çünkü Bitcoin, geleneksel piyasalarla beraber hareket ediyordu…
Ama zaman geçtikçe insanlardaki panik havası yavaş yavaş yatışmaya ve salgının ilk şoku atlatılmaya başladı. Yani yeniden “mantıklı düşünmeye” başladı insanlar. Bu da kripto para piyasasında hemen kendisini gösterdi ve dün akşam saatlerinden bu yanan hem Bitcoin hem altcoin’lerde %10’ların üzerinde artışlar görüldü. Tüm dünyanın verdiği anlık tepki ile beraber geleneksel piyasalarla hareket ediyor gibi görünen Bitcoin, bu korelasyonu bozmuş oldu.
Tüm bunlara bakıldığında, evet dünya kapanıyor! Ancak her zaman açık olan ve 7/24 işlem yapılabilen yeni bir sistem var ve salgın krizi bu sistem için bir fırsat olabilir.