Blockchain birçok yeni kavramın hayatımıza girmesini sağladı. Özellikle DeFi, finans alanında birçok kolaylığı ve avantajı hayatımıza sokuyor. Bu konu üzerine yazılan bir kitap var ve oldukça ilgi çekici detaylar değinilmiş. Kitap, DeFi’nin banka hesabı olmayanlar da dahil olmak üzere “marjinalleştirilmiş grupları” kazanarak geleneksel finansın başarısızlıklarını nasıl iyileştirdiğini anlatıyor.
DeFi, Geleneksel Finansa Karşı!
DeFi ve Finansın Geleceği isimli kitap konumuza ışık tutan harika bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Duke Üniversitesi finans profesörü Campbell Harvey, Dragonfly Capital genel ortağı Ashwin Ramachandran ve Fei Labs kurucusu Joey Santoro birlikte bu kitabı yazdı. Geleneksel finansın beş kusurunu anlatan bu kitap, DeFi’nin bu sorunlara nasıl çözüm olduğunu açıklıyor.
Peki geleneksel finansın 5 sorunu ne ve DeFi buna nasıl çözüm üretiyor?
DeFi ve Çözdüğü 5 Sorun
Geleneksel finansın beş kusurunu verimsizlik, sınırlı erişim, opaklık, merkezi kontrol ve birlikte çalışabilirlik eksikliği olarak özetleyebiliriz. DeFi‘nin statükoyu nasıl iyileştirdiğini anlatan kitap, DeFi ve blockchain “gelecektir” söyleminden daha öteye gitmiş ve neyi, nasılını ele almış.
Merkezi kontrol sorununu ele alalım. Yazarlar, hükümetlerin ve büyük kurumların para arzı, enflasyon oranı ve ayrıca “en iyi yatırım fırsatlarına erişim” üzerinde “sanal bir tekele” sahip olduklarını yazdı. Açık protokolleri ve değiştirilemez özellikleriyle DeFi, “bu merkezi kontrolü alt üst ediyor”.
DeFi‘nin geleneksel finansın opaklık eksikliğine nasıl yanıt verdiğine gelince: “Tüm [DeFi] tarafları, karşı tarafların kapitalizasyonunun farkındadır ve gerektiği ölçüde fonların nasıl kullanılacağını görebilir, bu da karşı taraf riskini azaltır. Verimsizliğe gelince, örneğin merkezi olmayan bir uygulamada “Bir kullanıcı akıllı sözleşmenin parametreleri dahilinde büyük ölçüde kendi kendine hizmet edebilir”, örneğin bir satım opsiyonu uygulayarak.
Geleneksel finansın sınırlı erişimde başarısız olmasına ne dersiniz? DeFi, dünyanın banka hesabı olmayan nüfusu gibi yetersiz hizmet alan gruplara finansal hizmetlere doğrudan erişim sağlıyor.
Yazarlar ayrıca, birlikte çalışabilirlik açığının üstesinden gelmeye yardımcı olan DeFi protokollerinin üst üste katmanlanabileceğini (yani, DeFi‘nin birleştirilebilirliği, bazen “DeFi Lego” olarak anılır) tanımladılar. Bir temel altyapı oluşturulduktan sonra (örneğin sentetik bir varlık oluşturmak için), ödünç almaya veya ödünç vermeye izin veren herhangi bir yeni protokol uygulanabilir. Daha yüksek bir seviye, ödünç alınan varlıkların üzerinde kaldıraç elde edilmesini sağlayacaktır.
Geleneksel finans, eski sistemleri içinde yalnızca “sınırlı erişim” sağlar. Diğer bir deyişle, “yalnızca belirli grupların arbitraj veya yeniden finansman için büyük miktarlarda paraya erişimi vardır” ancak DeFi herkese bu konuda fırsat eşitliği sunar. En azından birçok protokol bu konuda daha adildir.
Nihayetinde DeFi‘yi önümüzdeki on yılın en büyük fırsatı ve finansın yeniden icadı olarak görülüyor.