İnsan topluluk halinde yaşayıp üretim faaliyeti yapmadığı sürece hayatta kalamaz. Bu nedenle toplumların temelinde üretim biçimleri yer alır.
Üretim biçimi üretim araçları ile insanların nasıl bir araya geldiğini anlatır. Yani üretim araçları etrafında oluşan sosyal ilişkilere göre farklı üretim biçimleri oluşur.
Para Ekonomisi’nden Bilgi Ekonomisi’ne Geçiş
On binlerce yıllık insanlık tarihinde çok az üretim biçimi değişimi olmuştur: Avcı-toplayıcılık, kölecilik, feodalizm ve kapitalizm (para ve sanayi ekonomisi). Bütün insanlık tarihinde sadece dört tane üretim biçimi vardı. Ta ki 1950’lerin sonunda ilk transistörlerin icadına kadar. Transistörler bilgisayarların yapılmasının mümkün kıldı ve böylece insanlık tarihindeki beşinci üretim biçimi yani enformasyonizm yani ‘Bilgi Ekonomisi’ başlamış oldu.
Para ekonomisinde üretim para ile organize edilir. Paranın sahibi olanlar bütün üretim sürecini oluşturur ve denetler. Örneğin para ekonomisinde otomobili üreteceksiniz. Para ile arazi satın alırsınız, para ile fabrika inşa ettirirsiniz, para ile mühendis ve işçiler tutarsınız, para ile ham madde satın alırsınız ve otomobili üretirsiniz. Ürettiğiniz otomobili de yine para karşılığı piyasada satarsınız.
Oysa bilgi ekonomisinde otomobil üretimi aşağı yukarı şöyle olacak: İnternetten muhtemelen ücretsiz otomobil tasarımları bulacaksınız. Bu tasarımı kendi ihtiyaçlarınıza göre modifiye edeceksiniz. Sonra yaşadığınız yerde muhtemelen ya çok düşük ücret karşılığı ya da ücretsiz olarak ortak kullanılan üç boyutlu boyutlu yazıcıda otomobilinizi üreteceksiniz. Malzemeleri de nano teknoloji ile dizayn edilmiş özel ham maddeler üreten ya çok ucuz ya da ücretsiz makinelerden alacaksınız. Üç boyutlu yazıcı ya da ham madde makineleri ücretsiz ya da çok ucuz olacak çünkü bedava tasarımlar ile bu makineler de kendi kendilerini sınırsız sayıda yeniden üretebiliyor olacak. Ortaya otomobil ürünü çıktığında ise bunu para karşılığı birilerine satmayacaksınız çünkü kendiniz kullanacaksınız. Herkes kendi kişisel beklentilerine göre kendi ürününü üretebildiğine göre zaten satış diye bir şeye de ihtiyaç olmayacak.
Üretim ve Tüketim Biçimi Değişecek
Şu an bunun kulağa çok ütopik geldiğinin farkındayım. Ancak çok yavaş işlemekle birlikte üretim biçimimiz işte bu nihai forma doğru değişiyor. Yukarıda anlattığım otomobil örneğinin çok benzerleri bugün yazılım alanında uygulanmaya başladı bile. Mesela para ile üretilen ve para ile satılan Microsoft’un windows işletim sistemine karşılık, sadece bilgi ile üretilen ve para alınmadan herkese dağıtılan Linux işletim sisteminin ortaya çıkması gibi. Bu basit ve bugün pek de mükemmel çalışmayan örnekler zamanla mükemmelleşecek ve yukarıda anlattığım otomobil örneği gibi neredeyse tamamen, üretimde para değil sadece bilginin kullanıldığı bir yapıya dönüşecek.
Elbette nasıl para ekonomisinde her şeyi para sahipleri idare ediyorsa bilgi ekonomisinde de bütün önemli kararları veri ve know-how vb bilgilere sahip olanlar verecek.
COVID-19 Sonrası Yeni Dünya
Son günlerin hararetli tartışması COVID-19 virüsü sonrası nasıl bir yeni dünyaya geçeceğiz şeklinde. Aslında yukarıda anlattığım pencereden olaya bakarsak değişim çoktan başladı ve biz farketmesek de sağlam adımlarla sürekli ilerliyor.
Ancak virüs özellikle dijital dönüşüm alanında gelişmeleri hızlandıracağa benziyor. Kişisel hayatımda lisans eğitimimi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yapmıştım. Bölümü tamamen kendi isteğimle seçtim. Ancak bürokrasiden hoşlanmadığım için devlette çalışmayı tercih etmedim. Valilik ya da İdari Hakimlik pozisyonlarına uzanacak bir kariyeri hiç düşünmedim. Bunun yerine gazetecilikte yüksek lisans yapıp özel şirketlerde basın alanında çalışmayı tercih ettim. Ancak yerli ve uluslararası en önde gelen özel şirketlerde yıllarca çalıştığımda bürokrasinin buralarda da etkin olduğunu gördüm. Sonuçta o dijital icatların getirdiği avantajlardan da faydalanarak kendi işimi yapmaya karar verdim.
Kapitalizm öncesi üretim araçları hem küçüktü hem de neredeyse tüm evlere dağılmıştı. Para ekonomisi üretim araçlarını hem büyütmüş hem de fabrika denilen merkezi yerlerde toplamıştır. Bu nedenle para ve sanayi ekonomisi ister özel ister devlet olsun merkeziyetçi ve aşırı bürokratik bir üretim biçimidir.
Bilgi ekonomisinin getirdiği dijital olanaklar ise size merkeziyetçilik ve bürokrasiden uzaklaşma olanakları sağlar. Artık bir çok şey fabrika modelinden çıkar ve yaşadığınız ortam yani ev ve yakın çevreniz hayatınızda ağırlık kazanır.
Şimdi virüs olayı geldikten sonra dijital icatlar sayesinde aslında bir çok şeyi evimizden yapabildiğimiz geniş kitleler tarafından anlaşıldı. Şahsen ben bu yöntemi yıllardır zaten kullanıyordum.
Dünya çapında bir bilim ve teknoloji belgeseli çekerken kendi evimde oturup İngiltere’de saha da çekim yapan ekip arkadaşlarımla ya da Japonya’da, İtalya’da veya Amerika’da röportaj yapmak istediğimiz kuruluşların yetkilileriyle sayısız online toplantıyı adeta bedava gerçekleştirmiştim. Merkezi bir ofise gitmek zorunda olmadığınız zaman toplu kitlesel ulaşımı da kullanmak durumunda kalmıyorsunuz. Böylece yol masraflarından tasarruf ettiğiniz gibi bir sürü de zaman kazanıyorsunuz. Fabrika düzeninde çalışma saatlerine uymak zorunda değilsiniz. Online toplantıları dünyanın başka yerinde gündüzken sizin yaşadığınız yerde geceyken de yapabilirsiniz. Şehre inmek istediğinizde kalabalık trafik saatlerinden kaçınmak vb elinizde. Kendi zamanınızı özgürce kendiniz planlayabilirsiniz.
Yani yavaş yavaş ama etkili bir şekilde hayatımıza giren bilgi ekonomisine ne kadar çabuk adapte olursanız hayatınız o kadar kolaylaşacaktır. Son yıllarda zaten kademe kademe ev merkezli iş modeline geçiş yaptığım için karantina ortamı bile şahsen beni fazla zorlamadı.
Normal dönemde bir sürü TV yayını ve toplantılara katılım daveti alırken ben bunları mümkün olduğunca ‘online’a dönüştürmeye çalışıyordum. Sanırım virüsü olayı geçip her şey normale döndüğünde artık muhattaplarımı online toplantılara ya da internet üzerinden canlı TV, radyo, youtube vs yayınlarına ikna etmem artık çok daha kolay olacak.
COVID-19, alışveriş yapmak ya da bir şeyler yemek için ille de dışarı çıkmak zorunda olmadığımızı, film izlemek için sinemaya gitmenin şart olmadığını, para transferlerini elden değil dijital ortamlardan daha güvenli şekilde gerçekleştirebileceğimizi, faturaların online olarak kesildiğini hatta önemli evrakların dijital imza ile onaylanabileceğini vs vs yani birçok dijital imkanın aslında çoktan var olduğunu bize hatırlatmış oldu.
Büyük değişim zaten başlamıştı, COVID-19 sadece değişimin ve elimizdeki yeni imkanların altını kalın çizgilerle çizdi.