ABD Hazine Bakanlığı, ulusal borçta yeni bir rekor seviyeye ulaşıldığını duyurdu. Bu artış, sadece bir günde 104 milyar dolar eklenmesiyle meydana geldi. Bakanlık verilerine göre, toplam ulusal borç neredeyse 36 trilyon dolara dayanmış durumda. Böyle büyük bir borç yükü, ülke ekonomisinde önemli risklere kapı aralıyor.
Borç Yükündeki Hızlı Artış
Temmuz sonu itibarıyla ABD, 35 trilyon dolarlık sınırı aşarak borcunu tarihi bir seviyeye çıkardı. Bu ciddi artış, ekonomik istikrarla ilgili endişeleri artırdı. Federal Bütçe Komitesi’ne (CRFB) göre, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi başkan adaylarının politikaları, ulusal borca trilyonlarca dolar daha ekleyecek.
CRFB’nin raporunda, Harris’in başkan olması halinde ulusal borcun önümüzdeki on yıllık süreçte yaklaşık 3.5 trilyon dolar; Trump’ın başkanlığında ise 7.75 trilyon dolar artabileceği öngörülüyor. Her iki senaryoda da borcun, büyük ekonomik etkiler yaratacağı vurgulanıyor.
Beklenen Ekonomik Sonuçlar
CRFB, bu tahminlerin her iki adayın sosyal medya bilgileri, resmi açıklamaları ve web sitelerindeki politikalar doğrultusunda yapıldığını belirtti. Ayrıca bu analizlerin, farklı maliyet senaryolarını temsil eden geniş bir belirsizlik aralığı sunduğu ifade edildi. Borç yükünün hızla artması, gelecekte ABD ekonomisi üzerinde önemli baskılara sebep olabilir.
Mevcut durumda, ABD’nin ulusal borcu, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) %99’una denk geliyor. 2026 mali yılında bu oran %102’ye, 2035 sonunda ise %125’e ulaşabilir. Eğer bugünkü yasal çerçeve aynı şekilde devam ederse, borç oranı 1946’daki %106 seviyesini gelecek üç yıl içinde aşabilir.
Her iki başkan adayının planları doğrultusunda, ulusal borç, ekonominin genel büyüme hızını geride bırakarak daha problemli seviyelere ulaşma eğiliminde. ABD’nin mevcut borçlanma eğilimi, ekonominin gelecek yıllardaki büyüme potansiyelini tehlikeye atabilir.