Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, 2025 yılı itibarıyla Bitcoin satın alma planlarını askıya almış görünüyor. Galaxy Digital’in araştırma birimine göre, hükümet mevcut Bitcoin varlıklarını yönetim odaklı bir yaklaşımla kullanmayı hedefliyor. Bu kapsamda, Bitcoin rezerv stratejileri ve politikaları üzerine tartışmalar sürdürülüyor.
Bitcoin Rezervlerinin Mevcut Durumu
Galaxy Research Başkanı Alex Thorn, ABD’nin elinde bulundurduğu 183.850 BTC’yi yönetmeye ağırlık vereceğini ifade etti. Thorn, Bitcoin satın almanın kısa vadeli planlar arasında olmadığını, ancak mevcut varlıklarla rezervlerin sürdürülebilir bir stratejiyle elden geçirileceğini açıkladı. Ayrıca, Hazine Bakanlığı’nın Bitcoin alımına yönelik yasa teklifleri de gündemdeki yerini koruyor.
Özellikle Wyoming Senatörü Cynthia Lummis tarafından sunulan “Bitcoin Act 2024” yasa tasarısı, ABD hükümetine yıllık 200.000 BTC alma yetkisi tanıyabilir. Eğer kabul görürse, ABD’nin toplamda 1 milyon BTC’lik bir rezervi 20 yıl içerisinde oluşturabileceği ifade ediliyor.
Bitcoin Rezerv Politikalarının Küresel Etkisi
CryptoQuant CEO’su Ki Young Ju, ABD’nin Bitcoin rezerv politikalarının küresel ekonomik düzen açısından dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Young Ju, Bitcoin tabanlı bir standart benimsemenin, doların uluslararası güç dengesindeki rolünü zayıflatabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu durumun, global ölçekte dolar bazlı sistemlere güven kaybına neden olabileceği görüşünü dile getirdi.
Diğer yandan, ABD’nin böylesi bir stratejisinin olumlu etkileri olabileceğini düşünenler de var. Analistlere göre, bazı büyük Nasdaq 100 şirketlerinin ve çeşitli ülkelerin bu girişimi örnek alarak Bitcoin’i finansal sistemlerine entegre edebileceği öne sürülüyor. Ancak Japonya gibi ülkeler, bu politikanın kendi ekonomik kararları üzerindeki belirsiz etkilerinden endişe duyuyor.
ABD’nin Bitcoin stratejisi, sadece kripto para piyasalarını değil, aynı zamanda küresel ekonomi üzerinde ciddi etkilere yol açabilecek. Bu adımlar, diğer ülkelerin Bitcoin’i stratejik bir varlık olarak değerlendirme süreçlerini doğrudan etkileyebilir.