Günümüz risk piyasalarında belirsizlik hakimken, ekonomi ve finans dünyasında ciddi sarsıntılar yaşanıyor. ABD’de yönetim değişikliği süreci, önceki dönemde uygulanan politikalardan farklı beklentiler yaratarak, özellikle enflasyon ve kredi piyasalarında endişelerin artmasına yol açıyor. Bu durum, Biden yönetimi ile Trump’ın yaklaşımını karşılaştırırken daha da belirgin hale geliyor.
ABD Ekonomisinde Artan Çalkantılar
ABD ekonomisiyle ilgili son veriler, vatandaşların kredi ve iş piyasalarına dair endişelerinin derinleştiğini gösteriyor. Enflasyon beklentileri sabit kalırken, ekonomik büyüme görünümündeki belirsizlik yatırımcıları tedirgin ediyor. Ekonomistler, gelecek dönemde benzin, kira ve gıda fiyatlarının daha da yüksek seviyelere çıkabileceği öngörüsünde bulunuyor.
“Şubat ayı beklenen harcama büyümesi hızlandı. Beklenen borç ödemesini aksatma olasılığı Nisan 2020’den bu yana en yüksek seviyede. Mali durumun bir yıl sonra kötüleşeceği beklentisi Kasım 2023’ten bu yana en yüksek seviyede. Halk benzin, kira ve gıda için gelecekte daha büyük fiyat artışları bekliyor.”
Atlanta Fed’in 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin GSYH tahminlerinin negatif bölgeye gerilemesi, ekonomik daralma konusunda ciddi endişeler doğuruyor. Bu gelişme, siyasi yaklaşımların ekonomik dengeleri nasıl etkileyebileceğini de gözler önüne seriyor.
Piyasalar, ekonomik göstergelerdeki bu çalkantıların gelecekte daha geniş alanlara yayılabileceğini öngörüyor. Ekonomik politikalarda yapılacak tercihler, hem yatırım ortamını hem de tüketici güvenini belirleyecek. Endişeler artarken, alınacak kararların piyasalarda nasıl yankı bulacağı merak konusu oluyor.