Kripto paraların kurumsal yatırımcılara açılması ve ETF onayları, piyasaya on milyarlarca dolarlık talep getirdi. Trump’ın döneminin başlamasıyla bu alanda önemli bir ivme oluştu. Ancak, başlangıçta öne çıkan felsefi temeller gün geçtikçe gölgede kalmaya başladı. Kripto paraların özgün vizyonu, küresel regülasyonlarla ve bankacılık normlarına uyum sağlama çabalarıyla yerini farklı bir yapıya bıraktı.
Değişen Yatırım Perspektifi
Bitcoin’in yaratıldığı orijinal idealler, günümüzde yatırımcıların kazançya odaklanmasıyla sarsıldı. Vitalik Buterin, Ethereum’un taşınan etik değerlerinin ihmal edildiğini dile getirerek, kullanıcıların kripto felsefesinden uzaklaştığına işaret etti. Bu durum, piyasaların dijital finansın yenilikçi evriminden ziyade, mevcut finans yapısına benzer bir hale gelmesine neden oldu.
Yozlaşan Yapı ve Düzenleyici Müdahaleler
SBF ve Justin Sun gibi figürler, kripto ekosisteminde aleni dezenformasyon ve şüpheli işlemlerle gündeme geldi. Sun, kripto piyasasında manipülasyon iddiaları ve art niyetli davranışlarla anılırken, yatırımcıların güvenini sarsan uygulamalara imza attı. Yatırımcıların bu süreçte kazancı hedeflemesi, sektördeki yozlaşmayı perçinledi.
“SEC, Trump destekli bir şirket olan World Liberty Financial’dan kripto token satın alarak Kasım ayından bu yana Trump’ın cebine 50 milyon dolardan fazla para koyan Çin vatandaşı Justin Sun hakkındaki dolandırıcılık kovuşturmasını durdurdu.”
WLFI gibi projeler ve duble yüzlü pazarlama stratejileri, bazı isimlerin regülasyon kaçamakları ve yatırımcı zararlarına sebebiyet verdiğini ortaya koyuyor.
Kripto paraların evrimi, yatırımcıların özgün felsefeden uzaklaşıp, daha çok kazanç beklentisiyle hareket ettiğini gösteriyor.
Sektördeki bu dönüşüm, regülasyon tartışmalarını da beraberinde getirirken, piyasadaki risk ve dava süreçleri yatırımcıların gündeminde kalmaya devam ediyor.