Ripple‘ın kurucu ortağı Chris Larsen, CNBC ile yaptığı röportajda kripto para piyasasında önemli düzenleyici değişikliklerin yolda olduğunu ifade etti. Larsen, Senatör Elizabeth Warren’ın kripto paralara yönelik politikasını sert bir şekilde eleştirerek, bu politikaların sektörü Singapur gibi ülkelere liderlik etme fırsatı verdiğini belirtti. ABD’nin bu alanda öne çıkamamasının Amerikan tüketicilerine zarar verdiğini ve onları FTX gibi tehditlerden tam anlamıyla koruyamadığını vurguladı.
Amerika ve Düzenleyici Sorunlar
Chris Larsen, mevcut düzenlemelere dikkat çekerek ABD’nin kripto para alanında öncü ülkeler arasında yer almasının engellendiğini söyledi. Warren’ın politikalarının, sektördeki inovasyonun önünü kestiğini dile getiren Larsen, bu durumun Amerika’nın dijital varlık piyasasında lider konumda olmasını zorlaştırdığını kaydetti. Ancak Larsen, kısa sürede bir dönüm noktasına ulaşılacağını ve bu politikalarda olumlu değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.
Larsen’e göre başkanlık seçimlerinde hangi parti kazanırsa kazansın, kripto para piyasasına yönelik partiler arası bir destek bulunuyor. Başkanlık yarışının sonucu ne olursa olsun bu savaşın sona ereceğine inanıyor.
Kamala Harris’e Destek
Ripple’in kurucu ortağı, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in başkanlık kampanyasına XRP cinsinden 12 milyon dolar bağış yaptığını açıkladı. Harris’in vizyonundan oldukça heyecan duyduğunu belirten Larsen, onun inovasyonu destekleyen politikalarının önemine değindi. Harris’in ekonomik mesajlarının, Amerikan şirketlerinin global liderliklerini pekiştirmeye yönelik olduğunu vurguladı.
Chris Larsen ayrıca, Harris’in San Francisco merkezli teknoloji geçmişinin kripto ve dijital varlıklarda yeni bir sayfa açacağını umuyor. Harris yönetiminin, Biden dönemindeki kripto politikalarından daha farklı ve daha başarılı bir yol izleyebileceğine olan güvenini dile getirdi.
Larsen, Amerika’nın kripto politikalarında yaşanacak değişimlerle hem tüketicilerini daha iyi koruyacağını hem de bu sayede sektördeki inovasyonu teşvik edeceğini düşünüyor. Amerikan şirketlerinin yeniden dünya liderliğine oynayacağı bir gelecek ise ona göre çok da uzak değil.