Kripto para piyasası, geçtiğimiz hafta yaşanan sert düşüşten sonra toparlanmaya çalışıyor. Bitcoin (BTC) fiyatı güçlü bir şekilde toparlanmasına rağmen 60 bin dolar seviyesinin üzerinde kalma mücadelesi veriyor. Makroekonomik faktörler piyasayı baskılamaya devam ediyor ve bu durum kripto para piyasasındaki dalgalanmaları artırıyor.
ABD’den Gelen Enflasyon Verisi Piyasada Beklenen Etkiyi Yaratamadı
Amerika Birleşik Devletleri’nde merakla beklenen Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) verisi piyasa beklentilerine paralel olarak geldi. Verinin açıklanması sonrası piyasada dikkat çekici bir hareketlenme gözlemlendi. Enflasyon verisinin beklentilere uygun gelmesi, faiz indirimi beklentilerini artırdı ve faizlerde 25 baz puanlık bir indirime gidilme olasılığı yüzde 47,5’ten yüzde 62,5’e yükseldi.
Ancak, enflasyon verisi kripto para piyasasında beklenen kalıcı bir yükselişi getirmedi. ABD’nin 10 bin BTC’yi Coinbase Prime’a aktarması ve Jump Trading’in 17 bin ETH’yi piyasaya sürmesi, yatırımcıları endişelendirdi ve satış baskısını artırdı. Bu durum, kripto paralardaki yükselişi engelleyerek düşüşe neden oldu.
ABD’den Gelen Son Veriler Piyasaya Güç Verdi
Bitcoin ve altcoin’ler, ABD’den gelen çekirdek perakende satışlar ve işsizlik haklarından yararlanma başvurularının pozitif gelmesiyle yükselişe geçti. Çekirdek perakende satışlar yüzde 0,4, işsizlik başvuruları ise 227 bin olarak açıklandı. Bu veriler, ABD’de resesyon endişelerini hafifleterek Bitcoin’in ve altcoin’lerin bir miktar güç kazanmasını sağladı.
Yatırımcılar İçin Öneriler
Kripto para piyasasında yatırım yaparken dikkat edilmesi gerekenler:
- Makroekonomik verileri düzenli olarak takip edin.
- Yüksek volatilite dönemlerinde temkinli adımlar atın.
- Farklı kripto paralar arasında çeşitlendirme yaparak riskleri azaltın.
Özellikle kripto para piyasasındaki dalgalanmalar, yatırımcıların temkinli davranmasına neden oluyor. ABD’nin BTC ve ETH üzerindeki işlemleri, piyasada yeni bir satış baskısı yaratarak kripto paraların değer kaybetmesine yol açtı. Bu gelişmeler, volatilitenin azaldığını ancak aynı zamanda aşağı yönlü risklerin arttığını gösteriyor.