Son dönemde Bitcoin’e karşı yorumları ile gündeme gelen üç önemli isim var: Altın savunucusu Peter Schiff, kriz kahini Nouriel Roubini ve efsane yatırımcı Jim Rogers. Gelin bu isimleri ve söylemlerini birlikte değerlendirelim.
Peter Schiff
Önce Peter Schiff’ten başlayalım. Bu üçlü arasında herhalde en faydasız olan Schiff, Euro Pacific Capital isimli bir borsa aracı kurumunun kurucusu. 2006-2007 Döneminde Amerika’nın bir emlak krizine sürükleneceğini belirtti. Bir tarih vermedi ama 2008’de kriz olunca meşhur oldu. Schiff sürekli Amerikan ekonomisinin kötü taraflarını eleştirir ve bu işin bir yıkımla sonuçlanacağını söyler. Çok güzel ama bunun ne zaman olacağı belli değildir. Doğal olarak ‘felaket tellallığı’ yaparak kendisini ve tabi şirketini gündemde tutmakla suçlanır. Haksız bir biçimde bana da yöneltilen bir suçlama. Oysa benim 2013 yılında yazdığım kocaman ‘2020 Büyük Kriz Müthiş Fırsat’ başlığı ile çıkan kitabım var. Ben krizin ne zaman olacağını açıkça ortaya koymuşum.
Schiff güya altın savunucusudur. Ama fiilen yaptığı bu felaket tellallığı nedeniyle bir çok kişiyi de aslında altından ve üretimi sınırlı diğer sağlam paralardan soğutmuştur. Bu da yetmezmiş gibi teknolojisini hiç anlamadığı halde basit bir değerlendirme ile altına rakip olarak gördüğü Bitcoin’e saldırmaya başladı.
Elbette burada Schiff’in ‘felaket tellallığı’ stratejisinin bir uzantısını görüyoruz. İlgi çeken bir konuda sürekli konuşarak dikkatleri kendi üzerine çekiyor böylece firması için müşteri sayısını arttırıyor.
Schiff bırakın Bitcoin’in ne olduğunu en basit online şifre kullanımını bile bilmeyen bir ‘uzman’. Ocak 2020’de kendisine hediye edilmiş Bitcoin’leri tuttuğu cüzdanı açılmayınca Schiff “Bitcoin’lerim gitti bakın ne kadar güvensiz bir sistem” diye ortalığı birbirine kattı. Kısa sürede konunun Bitcoin ya da cüzdan şirketi ile bir ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Ünlü stratejist web cüzdanının pin kodu ile şifresini karıştırmıştı. Ama Peter Schiff için önemli olan gündem oluşturmak ve gündemde kalmak.
Elbette Bitcoin’i olumlayarak sürekli gündemde kalanlar da var. İşte böyle bir başka karakterle girdiği atışma da son olarak Schiff 28 Haziran’da Bitcoin’in asla 25 bin $’ı göremeyeceğini iddia etti. Bugüne kadar 2008 Emlak Krizi hariç yaptığı hemen hemen tüm tahminler yanlış çıkan ve teknolojiden hiç anlamayan Peter Schiff’in bu tahmini sanırım sevindirici olmalı. Aslına bakarsanız Schiff’in hiçbir sözünü ya da tahminini ciddiye almamak en iyisi.
Nouriel Roubini
Bitcoin’in bir başka düşmanı olan Nouriel Roubini ise kuşkusuz Schiff’ten daha fazla topluma yararlı bir isim. Daha önce Dünya Bankası, IMF ve ABD Merkez Bankası FED’de çalıştı, Başkan Clinton’a Ekonomi Danışmanlığı yaptı.
2008 Krizi’ni tam mekanizması ve tarihi ile tahmin etti. Eylül 2018’de ise 2020 yılında küresel bir kriz olacağını belirtti ve ‘kriz kahini’ lakabını hakkettiğini bir kez daha gösterdi.
Ancak Roubini Bitcoin’e olduğu gibi adeta tüm üretimi sınırlı sağlam paralara da düşmandır. Altını da hiç sevmez. Ona göre sınırsız ve sıfır maliyetle basılan, borç ve faizle üretilen dolara dayalı modern para sisteminde hiçbir sorun yoktur. Hatalı olan sistem değil yöneticilerdir. Muhtemelen kendisi parlak kariyerine bakarak en azından bir FED Başkanlığı hayal ediyor ancak savunduğu sistem kendisini bu yönde kullanmak niyetinde değil. Sistemin bugünkü hakimleri olan elitler ya da büyük para sahipleri “krizlerden haber verilecekse onu da biz yaparız” mantığı ile Roubini’nin oynadığı rolden memnun.
İstanbul doğumlu olan Roubini mevcut sistemin adamı olduğu için yeni teknolojileri, eski sistemin ötesinde neler olabileceğini ya da sistemin tarihi olarak buraya nasıl geldiğini bilmiyor, anlamıyor. Bu nedenle blockchain vb. dağıtık veritabanı teknolojilerinin (DLT) dünyayı nasıl değiştireceğini görmüyor. Bu yeni sektörün standart rezerv parası olan Bitcoin’in sınırsız doların sonuna yaklaşıldığı bu ortamda nasıl daha da önem kazanacağını anlamıyor. Zaten 2020 Krizi tahmininde de benden beş yıl geç kalmış olması durumu özetlemiyor mu?
Jim Rogers
Son olarak ele alacağımız isim belki yatırımcılar için en faydalı çalışan ancak son dönemde en çarpıcı Bitcoin karşıtı açıklamayı da yapan ünlü bir yatırımcı: Jim Rogers.
Efsane yatırımcı Rogers son olarak yaptığı açıklamada devletlerin Bitcoin’i yasaklayacağını ve en büyük kripto paranın değerinin sıfıra düşeceğini ileri sürdü.
Jim Rogers neden efsane? Quantum Fund ve Soros Fund Management kurucularından. Yani bir başka ünlü yatırımcı George Soros’un eski ortağı. Rogers aynı zamanda Uluslararası Emtia Endeksi’nin mucidi.
1970-80 Döneminde borsa sadece %47 artarken, Sorosla birlikte kurdukları Quantum Fund yatırımcısına %4200 kazandırdı.
Jim Rogers, emtiaları özellikle altın ve gümüşü seven bir yatırımcı olmakla beraber bu ürünlerin de gün gelince balon olabileceğini söylüyor. Sistemin içinde bir adam olmasına rağmen sistemin sınırsız dolar basımına dayanmasını eleştiriyor. Piyasalarda kötü gidecek olayları çekinmeden en ünlü finans kanallarında söylüyor. Ama eleştirileri bir felaket tellallığı değil. Dünya ekonomisinde iyi giden sektörleri, ülkeleri ve şirketleri de konuşuyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeleri seviyor. Krizler konusunda tarih tahminlerinde ise pek bulunmuyor.
Jim ile şahsen tanışma ve röportaj yapma şansım da oldu. Bu ilginç görüşmemizi Ocak 2019’da YouTube’da Gerçek Ekonomi programının ilk bölümünde yayınlamıştık.
O röportajda da Jim, Bitcoin hakkında benzer ümitsiz ifadeler kullanmıştı. Ancak benden çok iyi iş yapacak kripto para tavsiyesi istemeyi de ihmal etmedi. Ben kendisine yine de Bitcoin’den başlamasını tavsiye ettim.
2013 yılında ‘2020 Büyük Kriz Müthiş Fırsat’ kitabını yazarken daha o zaman Bitcoin için ayrı bir bölüm ayırmıştım. Bitcoin’in geleceğin para düzeninde yeri olacağını ve müthiş dalgalanmalara rağmen çok kazançlı bir yatırım olacağını belirtirken aslında Rogers’ın endişelerine benzer konularda da bir rezerv koymuştum.
Bitcoin’in Gelişimi
Ancak zaman Bitcoin’in lehine işledi. O dönemde Bitcoin topluluğu çok küçüktü. Bugün dünya çapında Bitcoin yazılımının çeşitli versiyonlarının kurulu olduğu 100 bin bilgisayar ve milyonlarca kullanıcı var.
Bitcoin 2017’de Japonya gibi dev bir ekonomide devlete ödemelerde kullanılabilecek yasal ödeme aracı olarak kabul edildi. Bitcoin’e dayalı finansal ürünler borsalarda ve türev piyasalarında işlem görmeye başladı.
Artık sadece birkaç meraklı değil aralarında çok ünlü yatırımcılar, büyük şirketler, milyarlarca dolarlık yatırım fonları vb sistem içi elitlerin de bulunduğu dünya çapına yayılmış çok geniş bir yatırımcı kitlesi var. Tıpkı altın ve gümüş gibi Bitcoin’i de yasaklamak artık o kadar kolay değil.
Altın 1929 krizi sonrası Amerika’da yasaklandığında çok otoriter bir yönetim anlayışı ve yukarıdan aşağı tek yönlü bir medya vardı. Aynı Amerikan yönetimi bir çok şeyin yanında içkiyi bile yasaklamıştı.
Günümüz dünyasında sosyal medya ile mesajlar toplumun her noktasından her noktasına giderken; sadece sosyal medya kampanyaları ile bir çok idari aksiyon oluşturulabilirken, demokrasi çok daha gelişmişken, bir sonraki seçimleri düşünen bir yöneticinin bu tip yasaklara gitmesi çok güç.
Bu görüşümüzü ispat eden açıklamalar da son dönemde Amerika’dan geldi. Başkan Trump‘ın kavgalı ayrıldığı eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton yeni kitabında ‘Sarı Kafa’nın aslında daha 2017-18 döneminde Bitcoin’i yasaklamak istediğini kaydetti. Ama dünyanın en büyük askeri gücüne sahip ülkesi -bakın şu işe- bu isteğini yerine getiremedi. Çünkü Trump taraftarları arasında bile sınırsız dolara karşı olan ve Bitcoin’i savunan çok sayıda yatırımcı var.
Bitcoin Sıfıra Gider Mi?
Yasaklamak yerine Amerika Bitcoin’i engellemek için en büyük kripto paraya türev işlemleri başlattı. Bu itiraf ise türev işlemleri denetlemekle sorumlu olan CFTC’nin o dönemde başkanı olan Christopher Giancarlo’dan Ekim 2019’da geldi. Elinde Bitcoin olmayanlara da fiilen Bitcoin’i açığa satma imkanı veren türev işlemlerinin başladığı gün Bitcoin fiyatı 20.000 dolarlardan 3000 dolarlara doğru acı bir yolculuğa da çıkmıştı.
Ancak türevler nasıl altın ve gümüşü öldüremediyse Bitcoin’i de bitiremedi. Fiyatlar kısa sürede tekrar 13-14 bin dolar seviyelerine kadar tırmandı.
Daha önce birkaç yazımda ve son olarak Uluslararası Blockdown Konferansı’nda ki konuşmamda ifade ettiğim gibi Bitcoin ne rakip bir para birimi ne de teknolojik konulardan dolayı sıfıra gitmez.
Bitcoin devletlerin yasaklaması ile bile sıfıra gitmez. Devletler teknik olarak Bitcoin’i bütün dünyadaki Bitcoin yazılımı yüklü bilgisayarları kapatmadan kapatamayacakları için yasak bile gelse bir yerlerde çalışmaya ve değer ifade etmeye mutlaka devam eder.
Ancak tabii ki yasaklanırsa bugünkü kadar geniş yatırımcı kitlesine ulaşması mümkün olmaz. Böyle bir yasağı ise tetikleyebilecek tek şey Bitcoin’in ani ve çok hızlı fiyat yükselişleri ve düşüşleri yapması ve böylece küresel ekonomiyi iyileştirici değil bozucu etki göstermesi olur.
Bu durumda Bitcoin’e karşı olarak getirilen türev işlemler aslında şuan Bitcoin’e çalışıyor. Türev işlemler çok hızlı yükselişlere izin vermedikleri için ileride çok hızlı çöküşler olması da mümkün olmayacaktır. Öte yandan Merkez bankaları korkunç miktarlarda para basarken tıpkı altın ve gümüş gibi Bitcoin de daha yavaş ama emin adımlarla yükselişini sürdürecektir.
Jim Rogers özellikle 70 li ve 80’li yıllarda çok başarılıydı. Hala çok önemli bir figür olmakla beraber, yasak getirilse bile teknik olarak devletlerin Bitcoin’i kapatamayacağını ve bu durumda Bitcoin’in değerinin sıfıra düşmeyeceğini bilmemesi daha bu teknolojiyi tam olarak anlamadığını ortaya koyuyor. Zamanında Venezuela ve İran gibi baskıcı rejimler bile denemelerine rağmen Bitcoin’i kapatamadı. Bugün bu ülkeler Bitcoin ile savaşmayı bırakıp ondan daha çok faydalanmanın yollarını arıyor. Venezuela Bitcoin ve Ethereum ile petrol satıyor, İran ise yerli ve yabancı yatırımcıları Bitcoin madenciliği yapmaları için teşvik ediyor.
Jim’in unutmaması gereken en önemli nokta ise şu: Yukarıda ifade ettiğim gibi mümkün değil ama devletler bir gün Bitcoin’i yasaklamaya kalkarsa aynı işlevi gören altın ve gümüş de bu işin dışında kalmaz…