Düşünce dünyamızda o kadar çok hiçbir kanıta dayanmadan, sadece bazı ön kabullerle kanıksanmış, yanlış önerme var ki; işte onlardan bir tanesi: “Bitcoin ulus devletleri yıkacak”
Ne yazılımın gizemli mimarı Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin’i anlattığı makalesinde böyle bir şey var ne de bu önermenin gerçek hayatta bir örneği. Mantıken de bu önermenin geçerli bir tarafı yok. Ama vatandaşları, özellikle teknolojiye karşı korkuya esir ederek, kendileri politik ya da maddi çıkar peşinde olan, sözde bazı uzmanlar sağ olsun bu temelsiz fikir ülkemizde de hızla yayıldı.
En basitinden Bitcoin para arzı sınırlı, belirli bir maliyetle üretilen, borca ve faize dayalı basılmayan bir para birimidir. Yani altından çok bir farkı yoktur. Ulus devletler altına yatırım yaparak kendilerini koruyorsa, bunda hiçbir problem yoksa, neden Bitcoin ile problemleri olsun? Altın ulus devletleri yıkmıyorsa neden Bitcoin yıksın?
Bu düşünce Bitcoin’i tanımamaktan kaynaklanıyor. Bu sözde uzmanlar zannediyorlar ki Bitcoin birilerinin kontrolündedir. Birileri Bitcoin sınırını değiştirebilir, onu istedikleri an kapatabilir vs. Blockchain teknolojisi sayesinde sadece özel bir yazılım olan Bitcoin yalnız Bitcoin topluluğunun kontrolündedir. Başka birilerinin değil. Topluluk zaten Bitcoin’in bu şeklini beğendiği için burada. Neden değiştirsin? Ayrıca değiştirmeye kalkarlarsa yeni ortaya çıkan şey Bitcoin olmaz. Başka bir para olur. Bitcoin bir yerlerde onu talep edenler var oldukça devam eder. Kaldı ki Bitcoin’in hukuki bağlayıcılığı yoktur. Böyle bir şeyin lafı bile çıktığında satıp hemen çıkabilirsiniz.
Tam tersine birilerinin kontrolünde olan hiçbir sınıra dayalı olmadan, sıfır maliyetle, borca ve faize dayalı olarak basılan dolardır. Üstelik hukuki bağlayıcılığı vardır. Yani Amerika dolar bastığında hem borç yaratır hem de tüm dünyada bizim satın alma gücümüzden çalmış olur.
Maşallah her akşam televizyon ekranlarının süsleyen, bol reytingi bol takipçisi olan bu sözde uzmanlarımız ulus-devletlerin bugün fiilen dolar karşılığı ulusal para basmalarına pek değinmez. Bugün kanunen yazmaz ama ulus devletler kasalarında ne kadar dolar varsa o kadar kendi paralarından basabilir. Bir şekilde dolara erişimleri kesilirse de kendi paraları çöp olur. Bizim müthiş uzmanlarımız ise bunları hiç görmez, borsa ve emlak piyasalarına neden para akmıyor diye hayıflanırlar. Oysa buralara akan paranın, şişen balonların temelinde sınırsız basılan dolar olduğunu hiç sorgulamazlar.
Gerçek hayatta sahada meydana gelen olaylar ise bizim anlı şanlı uzmanlarımızı yalanlıyor:
Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden birine sahip en köklü ulus devletlerinden bir tanesi olan Japonya, aynı zamanda Bitcoin’e en iyi davranan ülke. Bitcoin ile ilgili hukuksal altyapıyı çoktan kurdular. Japonya’da devlet Bitcoin’i resmi ödeme aracı olarak kabul ediyor. Japonlar belli ki bizim stratejistleri, uzmanları hiç dinlememişler.
Aynı şekilde Güney Kore. Devlet önceleri kripto paralara karşı çok çekinceli de davransa sonunda halkın talebine karşılık verdi. Çünkü akıllı devlet halkın yani gerçek piyasanın para talebine kulak veren devlettir. Aksi takdirde ekonominin bozulacağını bilir. Güney Kore de hukuksal düzenlemeleri getirerek kripto para ve Bitcoin ticaretini yasallaştırdı.
Almanya’da ise bu sene bankalar müşterilerine hesaplarında Bitcoin ve çeşitli kripto paralar saklama hizmeti vermeye başladı. Almanya’nın ikinci büyük borsasında kripto para ticareti yapılıyor. Almanlar da herhalde kendi ulus devletlerini sevmiyor ya da ne yazık ki bizim stratejistleri dinlemediler.
Tabi meşhur uzmanlarımızı şu anda duyar gibiyim: “Bu ülkeler küreselcilere ya da ABD’ye yakın ülkeler, elbette Bitcoin’i savunacaklar” diyorlardır bir yerlerde.
Peki o zaman Venezuela, Belarus, İran ya da Rusya’ya ne demeli:
Bu sistem dışına itilen, dolar ambargosu koyulan ülkeler belki de baştan bizim ünvanları kendinden menkul stratejistlerimizi dinlediler galiba. Çünkü uzun süre Bitcoin’i yasaklamaya çalıştılar. Mesela Venezuela ve İran. Bu ülkelerin para birimleri çökünce halkları Bitcoin’e akın etti. Onlar da Bitcoin’i yasaklamaya çalıştılar. Çünkü tıpkı bizim uzmanlar gibi Bitcoin’in belirli bir merkezi olduğunu hatta Amerika tarafından idare edildiğini sanıyorlardı.
Bugün memleketin en önde gelen iş adamları derneklerinin bazılarına gidip güya Bitcoin anlatan uzmanlarımız, örneğin Venezuela’da olan olaylar nedeniyle Twitter’da, bizim vatandaşlarımızı uyarıyordu “bakın Amerika Bitcoin’i kapatabilir” diye. İşte bilgi düzeyleri de bu kadar yüksek.
Neyse Allah’tan Venezuela ve İran uzmanların ‘tırt’ olduğunu kısa sürede anladı. Bitcoin’i Amerika falan kontrol etmiyordu. Üstelik Amerika’nın dolar ambargolarını Bitcoin ile aşabiliyorlardı. Hele bir de matbaası amerikada olan doları basamadıkları halde istedikleri gibi Bitcoin madenciliği yapabildiklerini öğrendiklerinde; herhalde bizim uzmanları gösteren televizyonları tamamen kapattılar.
Venezuela önce kendi kripto parasını çıkardı. Adına Petro dediler bu para biriminin. Sonra kripto paralarla başta Bitcoin ve Ethereum’la petrol satmaya başladı. Bir güzel dolar ambargosunu deldi. Şimdi de Bitcoin’i resmen Merkez Bankası rezervimize ekleyebilir miyiz diye çalışma yürütüyorlar.
İran ise dolar yerine Bitcoin basmanın ne kadar karlı olduğunu keşfetti. Geçen yıl 1000 adet Bitcoin madenciliği lisansı veren Tahran yönetimi bazı Türk firmalarına da gelin biz de Bitcoin madenciliği yapın dedi. Türk iMiner firması lisans aldı ve 7 milyon dolar yatırımla ülkenin en büyük Bitcoin madenciliği tesisini kurdu. Şu an dünya üzerinde Bitcoin madenciliğinin yüzde 4’ünü İran gerçekleştiriyor. Böylece Tahran yönetimi uluslararası ticarette ne ABD’nin ne de küreselci şirketlerin müdahale edemeyeceği bir para birimini istediği gibi üretmiş oluyor.
Belarus da Blockchain ve kripto para firmalarına 5 yıl vergi muafiyeti tanıdı. Yeni kurduğu nükleer santralde Bitcoin madenciliği yapacağını açıkladı. Aynı şekilde Putin yönetimindeki Rusya devlete ait atom enerjisi kurumu Rosatom’a bağlı nükleer santrallerde Bitcoin madencileri için özel tesisler inşa ettiklerini duyurdu.
Elbette bütün bu örnekleri bizim devletimiz de takip ediyor. Dolardan bir an önce uzaklaşmaya çalışan Türkiye 2019’da dolar tahvillerini sattı ve dünyada en çok altın satın alan ülke oldu. Çok yakın bir gelecekte dolar bağımlılığımızı azaltmak için ülkemiz de belki devlet eliyle Bitcoin madenciliğine başlayacak. O zaman bizim uzmanların, stratejistlerin televizyonlarda topu nasıl çevirmeye çalışacağını merakla bekliyorum.