Bitcoin‘in dördüncü blok ödülü yarılanması, madencilerin alacağı ödül miktarını 6.25’ten 3.125 BTC‘ye düşürerek, piyasaya yeni giren BTC arzını yüzde 50 oranında azaltacak. Bu olay, genellikle Bitcoin’in fiyatında uzun süreli artışlara neden olmuş olup, 19-20 Nisan tarihlerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak, Goldman Sachs gibi finans kuruluşları geçmiş döngülerdeki gibi otomatik bir değer artışı beklentisine karşı uyarıda bulunuyor.
Değişen Makroekonomik Koşullara Vurgu
Goldman Sachs’ın analizi, önceki yarılanmalar sonrası Bitcoin’in değer kazanma eğilimi gösterdiğini kabul ederken, farklı döngülerdeki makroekonomik koşulların bu trendi etkileyebileceğini belirtiyor. Özellikle yüksek enflasyon ve faiz oranlarının olduğu bir dönemde, piyasa dinamiklerinin önceki yıllardan farklı olabileceği üzerinde duruluyor.
Geçmişteki yarılanmalar sonrasında kripto para piyasasında gözlemlenen yükseliş eğilimleri, bu seferki makroekonomik faktörler nedeniyle aynı ölçüde tekrarlanmayabilir. Yüksek faiz oranları ve enflasyonun olduğu bir ekonomik ortam, yatırımcıları riskten kaçınmaya itebilir ve bu da Bitcoin ve diğer kripto paralar üzerinde baskı yaratabilir.
“Söylentiyi Al, Haberi Sat” Beklentisi
Özellikle bu yarılanma öncesinde Bitcoin’in değerinde gözlemlenen yükselişin, olay sonrasında bir “söylentiyi al, haberi sat” senaryosuna dönüşebileceği üzerinde duruluyor. Bu, fiyatların yarılanma öncesinde yükselip, olayın gerçekleşmesiyle birlikte düşüşe geçmesi potansiyelini barındırıyor.
Dikkate Alınması Gereken Noktalar
- Geçmiş yarılanmalar sonrası BTC fiyatında görülen uzun süreli ralliler, güncel makroekonomik koşullar altında aynı etkiyi yaratmayabilir.
- Yüksek enflasyon ve faiz oranları, yatırımcıların risk iştahını azaltabilir ve kripto para piyasalarında durgunluk yaratabilir.
- Blok ödülü yarılanmasının etkileri, spot Bitcoin ETF’lerine olan talep ve genel piyasa dinamikleri tarafından modüle edilebilir.
Sonuç olarak, Bitcoin’in dördüncü blok ödülü yarılanması kripto para piyasasını önemli ölçüde etkileyebilir ancak yatırımcıların mevcut makroekonomik faktörler ve piyasa koşullarını dikkate alarak hareket etmeleri gerekmekte. Bu dönemde, geçmiş verilere dayanarak yapılan tahminlerin yanı sıra, güncel ekonomik göstergelerin de göz önünde bulundurulması önem arz ediyor.