Avrupa Birliği, kara para aklama ile mücadele etmek için kendi kendine saklama cüzdanları kullanılan kripto paralarla yapılan ödemeleri yasakladı. AB Parlamentosu bu kararı 19 Mart’ta onayladı ve yasağın uygulanması için belirli sınırlar koydu. Üzerinde anlaşılan kara para aklama yasası, 10.000 Avro’nun üzerindeki nakit ve 3.000 Avro’nun üzerindeki anonim nakit ödemeleri yasadışı ilan ediyor.
Kripto Para Yasağı ve Etkileri
Kripto para birimlerine yönelik yasağın ise tanımlanamayan cüzdanlarla işlem yapılmasını hedef aldığı ve kendi kendine saklama cüzdanlarını da kapsadığı belirtiliyor. Yeni yasa üç yıl sonra yürürlüğe girecek ve şu an onaylanan AML paketinin uygulama süresinin beklenenden önce tamamlanacağı düşünülüyor.
AB’nin bu yeni yasası ile ilgili olarak bazı eleştiriler de bulunuyor. Parlamento üyesi Breyer, anonim ödemelerin yasağının suçla mücadelede etkili olup olmayacağı konusunda şüphelerini ifade ediyor ve bireysel finansal özgürlüğün temel bir parçası olarak görülen anonim ödemelerin yasaklanmasını eleştiriyor.
Yasakların Sosyoekonomik Etkileri
Piraten Partei temsilcisi, nakit paranın kısıtlanması ve ekonomik bağımlılığın artması sorunlarına dikkat çekiyor ve finansal hak mahrumiyetinin durdurulması gerekliliğini vurguluyor. Anonim ödemelerin yasaklanması, finansal özgürlük ve mahremiyetin korunması gibi temel değerlerin yanı sıra suçla mücadele ve ekonomik denge gibi konuları da kapsayan geniş bir tartışma yaratıyor.
AB vatandaşlarının nakit ödemelerin sınırlanmasına tarihsel olarak direnç gösterdikleri ve kişisel özgürlüklerin ihlal edilmesi algısı taşıdıkları biliniyor. Uzmanlar, getirilen sınırlamaların suç üzerindeki etkisi konusunda şüphelerini dile getiriyorlar.
Kripto Para ve İnsan Haklarına Darbe
Kripto paralarla ilgili yasal düzenlemelerin, finansal özgürlüğü ve kripto para birimlerinin erişilebilirliğini tehdit etme potansiyeline sahip olduğu konusunda endişeler var. Kripto para birimleri genellikle izinsiz ağlarda çalışarak finansal sisteme erişimi kolaylaştırırken, yeni düzenlemeler bu özgürlükleri kısıtlayabilir. Uzmanlar ve özgürlük savunucuları, bu kısıtlamaların insan haklarına darbe olabileceğini ifade ediyorlar.
Avrupa vatandaşları ve iş insanları, AB Parlamentosunun bu yasaları başarıyla uygulayıp uygulayamayacağı ve kamuoyunun desteği gibi faktörlerin bu süreçte belirleyici olacağı konusunda endişelerini dile getiriyorlar.