Para, insan ilişkilerinin merkezi bir unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu konuda da enflasyon ve deflasyon gibi parasal bozulmalar yaygın olarak sosyal ve ekonomik bozulmalara yol açıyor. Bunun yanında yeni teknolojiler zaman zaman çekici ve dönüştürücü fırsatlar ortaya çıkarsa da aynı zamanda para alışverişinde yer alan ilişkiler konusunda derin şüphelere de sebep oluyor. Şüphe, para ile ilgili risklerin en yüksek olduğu durumlarda, inovasyon anlarında ortaya çıkıyor.
Paranın İşlevi
İktisatta geleneksel olarak paranın şu üç işlevi yerine getirmesi gerektiği belirtilir: Bir hesap birimi – Bir değer deposu – Bir ödeme aracı..
Ancak mevcut para birimleri hiçbir zaman bu işlevlerin tümünü mükemmel bir şekilde yerine getirmiyor. Dolayısıyla artan ekonomik belirsizlik ve istikrarsızlık sebebiyle farklı varlıklara karşı sürekli artan bir talep olduğu görülüyor. Bunun yanında ödeme aracı işlevinden dolayı para, ürünleri sihirli bir şekilde dönüştürüyormuş gibi görünüyor. Hatta başlangıçta, bu durum ilahi ya da şeytani olarak tasvir ediliyordu.
20. Yüzyıl ve Para
20. yüzyılda yatırımcılar paranın işlevsizliğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Şirket hisse senetlerinin, bonoların, repoların aslında gerçek para arzından çok daha fazlasını dolaşımda göstermeleri ve merkez bankalarının altın ve gümüş rezervi gibi rezervlere dayandırmadan para basmaya başlamasıyla ekonomik krizler yaşanmaya başladı.
Öte yandan geleneksel olarak para neredeyse her zaman bir otoritenin elindeydi. Özel para birimleri ise çok nadir olarak görülüyordu. Madeni paralar her zaman ait olduğu devletin işaretini taşıyor. Minerva’nın baykuşu ve Atina’nın sembolü, devlet kimliğinin ilk ifadelerinden biriydi. Bunun yanında başlangıçta ilahi sembollerle devlet sembollerinin önemi birbirine karıştırılıyordu ve paraların üzerinde yer alan figürler de bu tartışmadan nasibini alıyordu.
Mevcut Finansal Sisteme Alternatif: Bitcoin
Bitcoin fikri makul bir şekilde yüzeysel olarak çekici bir fikrin ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Dağıtık defter ya da Blockchain teknolojisi olarak adlandırılan teknoloji sayesinde merkezi bir hakem ya da denetleyici kuruma ihtiyaç duymadan Bitcoin, işlemlerin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. Dolayısıyla bu fikir, para ve devlet arasındaki bağlantının koptuğu büyük bir dönüşüm olasılığını ortaya koyuyor. Venezuela ve Kuzey Kore gibi ülkeler ise bu sistemi mevcut geleneksel küresel finansal sisteme bir alternatif olarak kullanmak için çalışmalar yürütüyor.
Bunların yanında Bitcoin’in anonimlik ve takip edilemezliğinin güvenlik ile bir araya getirme iddiası onu öne çıkıyor. Bitcoin var olmayan bir şeymiş gibi algılanmasına rağmen aslında geleneksel paralardan daha gerçek ve güvenli bir şekilde işlemlerin gerçekleşmesine izin veriyor. Ayrıca Bitcoin’in 2008-2009 ekonomik kriz döneminde ortaya çıkması ve yaratıcısının bilinmemesi de onu ilgi çekici kılan diğer nedenlerden.. Peki Bitcoin’e değerini veren şey nedir? Bu konuyu merak ediyorsanız ayrıca bu yazımıza göz atabilirsiniz.