Gazeteci Kaya Yurleff, CNN için yakın zamanda yayınlanan bir haberde oldukça şaşırtıcı bir açıklama yaptı: Emojiler hemen hemen öldü. Yurleff, Z kuşağına göre emojilerin artık ölmüş olabileceğini ifade ediyor. “Zoomers” olarak da bilinen Z kuşağı 1996 ile 2010 yılları arasında doğan bireyleri temsil ediyor. Emojilerin de aslında bu dönemde ortaya çıktığı görülüyor ancak görünüşe göre artık Z kuşağı emojileri pek sevmiyor.
Kuşaksal Değişim ve Bitcoin
Aslında Z kuşağının emojileri artık sevmemesi konusuna daha yakından bakıldığında gerçekte tanık olduğumuz şeyin kuşaksal bir değişim, kavramsal çerçevelerde ve kültürel anlatılarda bir değişiklik olduğu görülüyor. Bitcoin’in önemini açıklamak için de bu tür değişikliklerin kullanılabileceği düşünülüyor.
1981’de William Strauss ve Neil Howe, Strauss-Howe kuşak teorisini geliştirdi. Bu teoriye göre, her 25 yılda bir nesil değişim talep eder. Genellikle kendilerinden önce gelenlerden kökten farklı olan yeni sosyal, politik ve ekonomik normlar yaratılır. Yerleşik kurumlar, tümü özgürlük adına saldırıya uğrar ve zayıflatılır. Değişim talep eden nesil kültür mimarları olarak görülebilir ancak inşa etmek için önce yok etmeleri gerekir.
Bu mimarların ilk ortaya çıktıkları yıl olan 1996, aynı zamanda internet bankacılığının yaygınlaştığı yıl oldu. Online finansa geçiş, iş yapma şeklimizde devrim yarattı. Aslında 1991’de internet halka açık olmasına rağmen dünya, daha sonra Google ve Gmail’in kapısını açan Hotmail ve Yahoo Mail gibi uygulamalar için 1996 yılına kadar beklemek zorunda kaldı.
1996 yılı aynı zamanda Motorola’nın bize dünyanın ilk kapaklı telefonu olan StarTAC’ı hediye ettiği yıldı. Z kuşağı için kapaklı telefonlar birer devrim niteliğindeydi.
Kapaklı Telefonlardan Önce
Kapaklı telefonlardan yaklaşık olarak 25 yıl önce altın standardı kaldırıldı, Nixon kendinde ekonomiye yeni bir görünüm kazandırmak istedi. Bununla birlikte aynı yıllar fiziğin “ana akım” haline geldiği ve kendisini baskın bilim olarak sağlam bir şekilde belirlediği yıllardı. Mesela Stephen Hawking, kara delik teorilerini geliştirmekle meşguldü.
Bundan da 25 yıl önce, 1940’ların ortalarında 2.Dünya Savaşı bitmişti. Yıpranmış ve zedelenmiş dünya, iyileşme ve yeniden yapılanma aşamasına girdi. Uluslararası Para Fonu (IMF), bağımsız Suriye ve Lübnan devletleri kuruldu. Bundan 25 yıl önce “Caz Çağı” doğdu. Babe Ruth, New York Yankees için oynamaya başladı. İrlanda Bağımsızlık Savaşı yaşanıyordu. Weimar Cumhuriyeti, agresif bir şekilde hiper enflasyonla savaşıyordu. Venezuela dünyanın en büyük ikinci petrol üreten ülkesi oldu.
Tüm bunlardan hemen hemen bir asır sonra dünyanın çok daha farklı bir yer olduğunu görüyoruz. Venezuela tam bir karmaşanın ortasında bulunuyor. Suriye ve Lübnan, insani ve ekonomik açıdan afet bölgeleri iken IMF de yine birçok farklı yönden afet bölgesi olarak görülüyor.
Dolayısıyla uzun zaman öncesinin Suriye, Lübnan ve IMF’i günümüzde kötü donanımlı kişiler tarafından kötü yönetilen alanlar olarak nitelendiriliyor. Bu sebeple günümüzde dijital gençleri ve yetişkinleri bu eski sistemleri yöneten eski yöntemlerden uzaklaşıyor.
Tüm bu görünüm içinde itibari para birimleri değer kaybederken dünyanın ilk kripto para birimi güçlenmeye devam ediyor.
Dijital Gelecek
2019’da Z kuşağı, küresel nüfusun %33’üne yakın bir kısmını oluşturan en büyük nesil oldu ve Y kuşağı böylece egemenliğini kaybetti. Z kuşağının bir kısmı, kripto para birimine büyük yatırım yapmak için gereken finansmana sahip olmasa da Bitcoin‘in sunduğu olanaklardan heyecan duyuyorlar.
Bununla birlikte Z kuşağı, “yukarı kaydır” ile para kazanmaktan, dijital ekonomilerden ve yeni gelişmelerden korkmuyor. Dolayısıyla yenilik ve özgürlük Z kuşağının tamamlayıcı özellikleri olarak nitelendiriliyor.
Buna ek olarak Y kuşağı da doğası gereği merkezi kurumlara güvenmiyor. Dijital olarak Y kuşağından daha da bilgili olma eğiliminde olan Z kuşağının geleneksel, merkezi yönetişim ve finans modellerine ilgi duyduğunu söylemek doğru olmaz.
Tüm bu sebeplerle aslında Y kuşağı dijital geleceği başlattı ve Z kuşağı bu geleceği çok daha hızlı hale getirecek gibi görünüyor. Kripto para birimleri ve Bitcoin de bu gelişim sürecinin hem finansal hem teknolojik alanını temsil edecek.